Dördüncü Sanayi Devrimi ve Geleceğimiz

Günümüzde 40 yaş üzeri insanların, insanlık tarihinin en hızlı ve karmaşık devrimine tanıklık ettiklerine inanmışımdır.Hem insan hayatını ,hemde eko-sistemimizi çok ciddi ve hızlı bir şekilde etkileyen bu dönemin geleceğimizi nasıl etkileyeceğinin ip uçları da ortaya çıkmaya başladı.

Bu konu ekonomik ve sosyal olarakta gündeme geldi ki  46’ıncı Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) ana teması Dördüncü Sanayi Devrimi oldu. İsviçre’nin Davos kentinde buluşan çeşitli sektörlerden işadamları yeni yüzyılın kapısını aralayacak yeni teknolojileri ve bunlara şirketlerin nasıl adapte olacaklarını tartıştı.

Temanın seçilmesinde elbette Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0) konusunda bir kitabı bulunan WEF kurucusu Alman işadamı Klaus Schwab’ın etkisi büyüktü. Mühendislik ve işletme eğitimi alan işadamı, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin dünyanın ekonomi gündeminin baş maddesi olması gerektiğini yıllardır savunuyor; “Çünkü yaşama ve çalışma biçimimizi kökten değiştirecek bir teknolojik devrimin eşiğindeyiz” diyor. 77 yaşındaki Schwab, Davos öncesi yayınladığı bildiride de Dördüncü Sanayi Devrimi’nin getireceği değişiklikleri şöyle sıralıyor:

 “Bu devrim insanlık tarihinde görülmemiş ölçekte ve karmaşıklıkta dönüşümlere yol açacak. Nasıl gelişeceğini henüz bilmiyoruz. Ancak bu değişimlere hükümetler, özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum hep beraber yanıt bulmak zorunda kalacağız”. Dünya üretim alanında bu denli altüst oluşları daha önce de yaşamıştı. 18’inci yüzyılda buharın hayvan gücünün yerini almasıyla ilk sanayi devrimi ortaya çıkmıştı. Yaklaşık 100 yıl sonra bu kez elektriğin devreye girmesi ve işbölümü ile kitlesel üretime geçilecekti. Bir asır sonra ise elektronik sistemler ve bilgi işlem yeni bir üretim çağının kapısını aralayacaktı.


Dünya Ekonomik Forumu tahminlerine göre 2020 yılına kadar Dördüncü Sanayi Devrimi’ni tetikleyecek teknolojik gelişmeler şöyle olacak:

1. Veri depolama maliyeti sürekli düşerken, mobil cihazlar süper bilgisayarlar hale gelecek. Dünyada internet bağlantısı olan nüfusun oranı yüzde 60’ı aşacak.

 2. Süper bilgisayarlar ve gelişmiş algoritmalar sayesinde bilgisayarların topladığı Büyük Veri’yi işlemek daha da kolaylaşıyor. 10 yıl içinde insan beyninin işlem gücüne sahip bilgisayarlar geliştirilebilir.

 3. Dijital sağlık kayıtları araştırmacıların farklı ülkelerden farklı yaş gruplarındaki insanların verilerine ulaşarak hastalıkların özellikleri ve bağlantıları konusunda değerli bilgelere ulaşmasını sağlıyor. Büyük Veri, sağlık sisteminin verimini artırıp kayıplarını azaltabilir, insanların daha fazla sağlık hizmetine erişimini sağlayabilir veya kişiye özel ilaçların geliştirilmesinin önünü açabilir. Giyilebilir elektronik ürünleri kişisel sağlığın bireysel olarak takibini de mümkün kılıyor.

 4. Maddenin dijitalleşmesi sürecek. 3 boyutlu yazıcılar ile sadece yazıcıları değil, bedenimizin sorunlu organlarını, dokularını ve kemiklerini üretebileceğiz.

 5. Nesnelerin interneti uygulamaları ile gelecek 10 yılda en az bir sensör ve internet bağlantısı taşıyan nesne sayısı 1 trilyona ulaşacak. Otomobillerin yüzde 22’si internet bağlantılı hale gelecek. Her şey birbiriyle bağlantılı hale gelince verimliliğin tanımı değişecek, “sıfır hata” yerini “sıfır kayıp” anlayışına bırakacak.

 6. “Blockchain” uygulamaları 10 yıl içinde dünyanın GSMH’sının 10 binde 25’ine ulaşabilir. Paranın kullanıldığı her türlü alışverişe güvenlik getiren gelişmiş güvenlik şifreleme yazılımlı onay sistemi ‘blockchain’ sayesinde ticarette güvenliği azamiye çıkaracak devletler vergi kaçaklarını azaltacak, mali suçlar rafa kalkacak.

 7. Teknoloji bu kez doğrudan sözlük anlamıyla “diz üstü” oluyor. Giyilebilir elektronikuygulamaları sayesinde 2025’de her 10 kişiden birinin internet bağlantılı bir kıyafeti olacak. Asıl muazzam gelişme ise elektronik dövme gibi elektronik vücut implantları alanında yaşanacak. Elektronik implantlar kişinin sağlığı kadar kişisel veri güvenliğinin teminatı olabilir.


Rıdvan Yaldızkaya
Blogger tarafından desteklenmektedir.